Yapı Tatil Tutanağı

Yapı Tatil Tutanağı Nedir?

Yapı Tatil Tutanağı Nedir?

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesinde ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırılık oluşturan yapılar ile ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar kapsamında meydana getirilen mevzuata aykırılıkların ilgili idare tarafından herhangi bir şekilde öğrenilmesi ile inceleme yapılarak yapı tatil tutanağı düzenleneceği belirtilmiştir. 

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği m.4 kapsamında yapı tatil tutanağı: “Herhangi bir şekilde ruhsat alınmadan yapıya başlanılarak kaçak inşaat yapıldığı ya da ruhsatlı yapılarda ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı tespit edildiği takdirde, ilgili idaresince yetkilendirilmiş teknik elemanlarca, yapının o andaki durumu ile birlikte aykırılıkları resim, kroki ve yazı ile belirtilen ve inşai faaliyete devam edilemeyeceğini gösteren onaylı belge..” olarak tanımlanmıştır.

Yapı tatil zaptı ile yapının güncel durumu ve ilgili yapıdaki imar mevzuatına aykırılıklar tespit edilmektedir. Bu doğrultuda yapı tatil tutanağı ilgili yapının imar hukukuna uygun hale getirilmesi için alınması gereken tedbir ve yapılması gereken işlemler için dayanak oluşturmaktadır. 

İmar hukukuna aykırılık içeren yapılardan ihbar üzerine veya ilgili belediye ya da il özel idaresi tarafından resen yapılan incelemeler sonucunda haberdar olunabilir. Örneğin, komşulardan birisinin ihbarı üzerine ilgili idare tarafından kaçak yapı tespit edilebilecek ve bu doğrultuda yapı sahibine idari para cezası, yıkım gibi idari yaptırımlar uygulanabilecektir.

Yapı Tatil Tutanağını Kim Düzenler?

Yapı, belediye ve mücavir alanı sınırları içerisinde ise ilgili ilçe belediyesi görevlileri tarafından, belediye ve mücavir alanı sınırlarının dışında ise il özel idaresi görevlileri tarafından yapı tatil tutanağı düzenlenir. Ayrıca yapı tatil tutanağı ilgili idarenin uzman teknik personeli tarafından düzenlenmelidir. Yapı tatil tutanağının ilgili uzman memurlar tarafından düzenlenmemesi tek başına tutanağın iptal edilme sebebidir. 

“..davacı tarafından ruhsatsız olarak inşa edilen yapıya ilişkin 10.07.2006 günlü yapı tatil tutanağının belediye fen elemanlarınca düzenlenmediği … yasa hükmü uyarınca tanzim olunmayan yapı tatil tutanağına dayalı olarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” (Danıştay, 6. Dairesi, E. 2008/5174, K. 2010/3473, T. 07.04.2010)

Yapı Tatil Tutanağı Nasıl Düzenlenir? İçeriği Nedir?

Yapı tatil tutanağı ile ilgili yapının imar mevzuatına aykırılığı tespit edilir. Yapı tatil tutanağı imar hukukuna aykırılık oluşturan yapılara ilgili idarece uygulanacak para cezası, yıkım gibi yaptırımlara dayanak oluşturması sebebiyle önemlidir. 

Yapı tatil tutanağında yapının güncel durumu, nitelikleri, imara aykırılıktan etkilenen alan ve yapıdaki imara aykırılık oluşturan tüm hususlar açık, somut ve ayrıntılı olarak ayrı ayrı belirtilmeli, yapı tatil zaptı bütünsel anlamda tutarlı olmalı ve fotoğraflarla delillendirilmelidir. 

Yapı tatil tutanağını düzenleyen idari makam, tutanağı düzenleyen yetkili kişinin bilgileri ile imzası, ilgili yapının bulunduğu taşınmaz bilgileri, yapı sahibinin adı-soyadı gibi bilgiler de tutanakta yer almalıdır. 

“..idarece düzenlenen yapı tatil tutanağının ruhsata aykırılıkları somut ve ayrıntılı olarak belirtecek şekilde düzenlenmesinin gerektiği, ruhsat ve eklerine aykırılıkların neler olduğu açık ve net bir şekilde ortaya konulmaksızın yıkım kararı verilemeyeceğinin kuşkusuz olduğu, dava konusu olayda, davalı idarece inşaat emsalinin ne şekilde aşıldığı somut bir şekilde ortaya konulmadan, verilen inşaat ruhsatı iptal edilmeden ve bu inşaat ruhsatına aykırılıkların neler olduğu açıkça tespit edilmeden yıkım kararı verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.” (Danıştay, İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, E. 2004/2530, K. 2005/1121, Tarih 5.5.2005)

Yapı Tatil Zaptı Kim Adına Düzenlenir?

İmar Kanunu m.32 uyarınca yapı tatil zaptı, yapının sahibi kişi veya kişiler hakkında düzenlenir. 

Yapı Tatil Tutanağı Nasıl Tebliğ Edilir?

Yapı tatil tutanağının yapı sahibine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilmesine gerek yoktur. İmar Kanunu m.32/2 kapsamında ilgili idare personeli tarafından düzenlenen yapı tatil tutanağı yapının bulunduğu yere asılarak yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Ayrıca ilgili idare görevlisi tarafından yapı tatil tutanağının bir örneği muhtara bırakılır ve bir örneği de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne iletilir. 

“..Uyuşmazlıkta; davalı idarece, 23/01/2015 tarihli yapı tatil tutanağının bir nüshasının yapıya asıldığı, bir nüshasının ise 30/01/2015 tarihinde mahalle muhtarına bırakıldığı dosyada yer alan fotoğraf ve belgelerden anlaşılmış olup söz konusu tutanakta yapının durumunun ayrıntılı olarak somut bir şekilde ortaya konulduğu, dolayısıyla yasanın, ilgililerin aykırılıklardan haberdar edilme amacının gerçekleştiği hususları dikkate alındığında, yıkıma ilişkin encümen kararı yönünden işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken anılan işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.” (Danıştay, 6. Dairesi, E. 2019/6776, K. 2020/2366, Tarih 25.2.2020)

“..Uyuşmazlıkta, dava konusu encümen kararının dayanağı 14/11/2014 günlü, 527 Sayılı yapı tatil tutanağında, yapı sahibi olarak davacı şirketin adına yer verildiği görülmektedir. Yapı tatil tutanağı ile saptanan ruhsat ve eki projeye aykırılıkların yapı tatil tutanağının yapıya asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, dolayısıyla tutanakta yapı sahibinin yanlış belirlenmesi ya da isminin yer almamasının, tutanağı hukuken sakatlamayacağı ve yapı sahibinin süresi içinde idareye başvurarak aykırılıkların ruhsata bağlanması yolundaki yasal hakkını kullanmasına engel teşkil etmeyeceği açıktır. Bu durumda; dava konusu yapı tatil tutanağının yapı sahibine değil, yapıya ilişkin olduğu dikkate alındığında, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir…” (Danıştay, 14. Dairesi, E. 2015/10968, K. 2018/5522, Tarih 20.9.2018)

Yapı Tatil Tutanağının Tebliğinden Sonraki Süreçte Ne Olur?

Kaçak yapının tespit edilmesinin ardından düzenlenen yapı tatil tutanağı idari para cezası, yıkım gibi yaptırım ve tedbirlerin uygulanmasına karar verilmesi amacıyla ilgili belediye veya il özel idaresi encümenine gönderilecektir. İmara aykırılığı meydana getiren kişiye idari para cezası uygulanacaktır.

Ayrıca İmar Kanunu m.32/3 uyarınca yapı tatil tutanağı ile yapı sahibine en fazla bir aylık süre verilerek yapının imar hukukuna uygun hale getirmesi, aksi halde yapının yıkımına karar verileceği bildirilecektir. Yapı sahibi bu süre içerisinde imar mevzuatına aykırılıkları gidererek başvuruda bulunması durumunda ilgili idare tarafından yapılan mühürleme işlemi kaldırılarak inşaatın devamına karar verilecek ve ilgili yapı hakkında yıkım cezası verilmeyecektir. 

İdarece verilen süre içerisinde yapının imar hukukuna uygun hale getirilmemesi durumunda yapı hakkında varsa ruhsatı da iptal edilerek yıkım kararı verilecek ve daha sonra yıkım işlemi gerçekleştirilecektir. 

Ancak ilgili idarece yapının imar mevzuatına uygun hale getirilemeyeceğinin tespit edilmesi durumunda İmar Kanunu m.32/6 uyarında yapı sahibine herhangi bir süre verilmeksizin de yıkım kararı verilebilecektir.

Yapı Tatil Tutanağına Karşı Dava Açılabilir Mi?

Yapı tatil tutanağının iptali için tebliğ tarihinden itibaren altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde yapının bulunduğu yer idare mahkemesinde dava açılabilir. Danıştay kararlarında da yapı tatil tutanağına karşı iptal davası açılmasının mümkün olduğu belirtilmektedir. 

“..Dava konusu .. tarih ve .. sayılı Pendik Belediye Başkanlığı işleminin doğuracağı hukuki ve fiili sonuçlar dikkate alındığında, işlemde belirtilen yasa hükümleri ile davacının nasıl bir yaptırım ile karşı karşıya kalacağı öngörülmüş olup, bu haliyle idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli icrai bir işlem niteliğinde olduğu anlaşıldığından, iptali istenen işlemin hazırlık işlemi olduğu, bu nedenle kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.” (Danıştay, 14. Dairesi, E. 2011/5212, K. 2011/7, Tarih 1.6.2011)

Av. Oktay Altunkaya