Kiracı ile kiraya veren arasında kira sözleşmesi süresince çeşitli nedenlerle birtakım sorunlar yaşanabilir.
Taraflar arasında meydana gelen uyuşmazlıklara bazı hallerde kiraya veren taraf sebebiyet vermekte bazen de sorun kiracıdan kaynaklanmaktadır.
Bu yazımızda kira sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen kiracının en kolay nasıl tahliye edilebileceği ile ilgili görüşlerimizi paylaşacağız.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 299. ve devamı maddelerinde kira sözleşmesine ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
Kiracı ile kiraya veren arasındaki uyuşmazlıkların daha hızlı ve pratik bir şekilde sonuçlandırılabilmesi için öncelikle arabuluculuk gibi uzlaşı yollarının etkin olarak kullanılması yararlı olacaktır.
Kira sözleşmesini sonlandırmak isteyen kiraya verenin sözleşmenin sonlandırılması konusunda kiracı ile anlaşmaya varamaması durumunda kanunda sınırlı sayıda belirtilen tahliye nedenlerinden en az birisi ile dava açması veya icra takibi başlatması gerekmektedir.
Bir başka deyişle herhangi bir sebep göstermeksizin kiracının çıkarılması talebi ile dava açılması mümkün değildir.
Konut ve çatılı işyeri niteliğindeki taşınmazlar hakkında yapılan sözleşmelerde kira süresinin sona ermesi de TBK m.347 uyarınca on yıllık uzama süresi sona ermediği sürece kiracının tahliye edilebilmesi sebebi değildir.
Kiralanan taşınmazın en kolay nasıl tahliye edileceği sorusunun cevabı ise somut duruma göre değişecektir. Kiracı ile kiraya veren arasında imzalanan kira sözleşmesinin içeriği, meydana gelen olaylar, tarafların durumu ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ifa edip etmediği hususları başvurulması gereken hukuki yolun belirlenmesinde etkili olacaktır.
Ancak konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin genel anlamda bir değerlendirme yapmamız gerekirse; kira bedelinin ödenmemesi, kiracının yazılı tahliye taahhüdünde bulunması, kira süresinde on uzama yılının sona ermesi sebepleriyle açılan kiracı tahliyesi davalarının daha kısa sürede sonuçlandığını söyleyebiliriz.
Av. Oktay Altunkaya